Sherlock Holmes karakterinin yaratıcısı olan Arthur Conan Doyle, Enola Holmes filmi için birkaç ay önce aralarında Netflix, prodüksiyon şirketi Legendary Pictures, kitap yayıncıları Penguin Random House ve kitap yazarı Nancy Springer dahil olmak üzere birçok tarafa karşı telif hakkı ve ticari marka ihlalleri iddiasıyla bir dava açmıştı.

Davanın açılma nedeni ise filmde Henry Cavill’in canlandırdığı Sherlock Holmes karakterinin hala telif hakkı altında olan Sherlock Holmes’un Dava Defteri eserindeki Sherlock gibi yansıtılmasıydı. Filmde, Sherlock daha sıcak ve samimi bir karakter olarak gösterildi. Kurgusal karakter, bugüne kadar her daim sakin, durgun ve analizci bir karakter olarak tasvir edilmişti. Ancak, Henry Cavill ile Sherlock’un durgun havasından çıkıp daha sıcak bir yapıya bürünmüş gibi hissediliyor.

Sherlock Holmes hikayelerinin çoğu 2014 yılından itibaren kamuya açık olsa da, 1923 ile 1927 arasında yazılan son 10 hikayenin telif hakkı hala Conan Doyle Estate’ye aittir.

Bununla birlikte, The Hollywood Reporter’ın yaptığı habere göre, Netflix, Legendary Pictures, orijinal Enola Holmes yazarı Nancy Springer ve filmin yazarı Jack Thorne ve yönetmen Harry Bradbeer, avukat Nicolas Jampol adına sunulan bir önergede, fikirlerin ve duyguların telif hakkını ihlal etmediğini savunuyor.

“Bu durumda, duygu ve saygı özellikleri telif hakkı ile korunan eserler için orijinal olsalar bile, bunlar korumasız fikirlerdir. Telif hakkı yasası, kamuya açık olarak gösterilen karakterin sıcaklık, nezaket, empati veya saygı gibi genel kavramların mülkiyetine izin vermez, ki bu karakterler artık davacıya değil halka aittir.”

Jampol, Sherlock Holmes karakterinin en az 54 hikayede yer aldığını ve inkar edilemez şekilde kamu malı olduğunu ve dolayısıyla herkesin kullanmakta özgür olduğunu savunuyor.

Dava, sadece karakter ile de sınırlı kalmıyor. Filme Enola Holmes adı verilerek filmin sanki Conan Doyle Estate tarafından onaylandığı ima edildiği için devam eden bir süreç de bulunuyor. Enola Holmes yapımcılarının bu konuya yanıtı ise şöyle:

“Burada davacı, telif hakkı yasasının artık yapamayacağı şeyi yapmak için ticari marka yasasını kullanmaya çalışır: başkalarının Sherlock Holmes’u kendi çalışmalarında özgürce kullanmasını ve uyarlamasını engellemek. Ancak bu, ticari marka yasasının kapsamında değildir. Davacının, telif hakkı yasasında yer alan ‘dikkatlice hazırlanmış pazarlığa’ aykırı hareket eden ve kamu malı materyalleri içeren yeni çalışmaların oluşturulmasının engellenmesine izin verilmesi ve davacının kalıcı bir telif hakkı oluşturma girişimi reddedilmelidir.”

Bu davanın hem Sherlock Holmes hem de kamu malı haline gelen diğer kurgusal karakterler için telif hakkı ve ticari marka yasası konusunda uzun vadeli etkileri olacak gibi görünüyor. Davanın sonucunu merakla bekliyoruz.

Bir yanıt yazın
You May Also Like