Netflix “El Baile de los 41” isimli 20. yüzyılın başlarında Meksika’yı sarsan büyük skandalı hakkında gerçeklere dayalı dram filminin dünya çapında galası için 12 Mayıs tarihini seçti.
Monika Revilla’nın kaleme aldığı ve yönetmenliğini David Pablos’un (“The Chosen Ones”) üstlendiği “El Baile de los 41”, polisin Mexico City’deki özel bir eve baskın düzenlediği ve içlerinde Meksika cumhurbaşkanının damadı da dahil olmak üzere çeşitli tanınmış kişileri açığa çıkardığı ‘the Ball of the Forty-One’ skandalını konu alıyor. Hükümet hikayeyi bastırmaya çalışsa da, yerel basın, eşcinselliğin Meksika medyasında ilk kez açık bir şekilde tartışıldığını ve önümüzdeki yıllarda ülkenin kültürünü etkilediğini işaret ederek, konuya kapsamlı bir şekilde yer verdi.
Netflix’in yayınladığı fragman, bir subayın baskına yakalanan 42 kişiyi başkana bildirmesiyle açılıyor. “Ben sadece 41 sayıyorum” diye yanıt veren başkan, damadının katılımını örtbas etmek için müteakip çabaların sinyalini veriyor. Bu esnada kızı, en azından görünüşünü sürdürmesi için kocasına yalvarıyor.
Revilla, altı yıl önce, genç yaratıcı yetenekler için bir hükümet ödeneği altında hikaye üzerinde çalışmaya başlamıştı. James Schamus’un Netflix için yazdığı yeni dizinin de ortak yazarı olan Revilla, “Yeni nesillerin bu hikayenin farkında olmasının önemli olduğunu düşündüm, bunların çoğu yıllar içinde dedikodu olarak aktarıldı” dedi.
Daha önce Meksika’da Canal 22 için bir dizi üzerinde iş birliği yapmış olan Revilla ve Pablos, projeyi çok seven ve yapımcılığını kabul eden Canana Films’den Pablo Cruz’a sunmaya karar verdiler.
Pablos, “Meksika medyasında ve hatta film ve televizyonda LGBTQ temsili neredeyse hiç değişmediği için bu filmi yapmak benim için önemliydi. Hala çok fazla ayrımcılık var” dedi. “Bu, dönem ortamına rağmen çağdaş bir film” diye ekledi.
Revilla, “Başkan Porfirio Diaz, beyaz, erkek heteroseksüellerin önderliğindeki o dönemin ataerkilliğini temsil ediyordu” dedi.
“Ataerkilliğe karşı savaşan hepimiz için bu çok önemli bir hikaye. Bu olay, eşcinsellik konusunda daha açık bir tartışmanın yolunu açtı. O zamandan önce eşcinselliği tartışmak tabuydu. Ancak bunun sonucunda homofobi de ortaya çıktı” diye ekledi.
Film, Meksika’da o dönemin kalan birkaç malikanesinden biri olan zarif Casa Rivas Mercado konağında çekildi ve burada ilk kez bir film çekilmesine izin verildi. Pablos, evi dönem aydınlatması ve güçlü bir İngiliz-Japon etkisiyle donatılmış bir Fransız eklektik tarzıyla dönüştürmek için Carolina Costa ve yapım tasarımcısı Daniela Schneider ile yakın bir şekilde çalıştı.