Çoğumuz, tüm haberlerle neredeyse imkansız olan koronavirüs salgınının acımasız ayrıntılarından kendimizi uzaklaştırmaya çalışıyoruz. Ama kaçınmak yerine, gerçekten en kötüsü gerçekleşirse ne olabileceğine dair hayale neden düşmüyoruz? Şu anda yayınlanan salgınlarla ilgili (hepsi zombi değil) bu 15 filmle kendinize biraz düşünmek için fırsat verin.
12 Monkeys (1995) – Hulu
Bu Danny Boyle filmi, oldukça bulaşıcı bir virüsün ortaya çıkmasından sonra toplumun çöküşünü gösteriyor. Cillian Murphy (Peaky Blinders), Naomie Harris, Megan Burns ve Brendan Gleeson’un canlandırdığı hayatta kalan dört kişinin gözünden dünyanın nasıl değiştiğini görüyoruz. Elbette zombiler ve Christopher Eccleston tarafından zekice oynanan etik olmayan askeri liderler de var.
93 Days (2016) – Netflix
2014 Ebola salgını sırasında Nijerya’da geçen bu film, salgını kontrol altına almak için Lagos’taki sağlık çalışanları tarafından yapılan fedakarlıklara odaklanıyor. Filmde Bimbo Akintola, Danny Glover, Somkele Idhalama ve Bimbo Manuel gibi uluslararası yeteneklerden oluşan bir oyuncu kadrosu yer alıyor. Aynı zamanda virüsün Nijerya’ya bir Liberya Amerikalı diplomat tarafından nasıl getirildiğinin gizli hikayesini de anlatıyor.
Children of Men (2006) – Hulu
Bu, toplumun geri dönüşü olmayan bir şekilde değiştiği bir pandeminin ardından geçen başka bir film. Ama sadece toplum değil, 18 yıldır kısır olan insanlık da. İnsanlık yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Dünya hükümetlerinin çoğu parçalandı ve düzenin hüküm sürdüğü yerler yasadışı göçmenler tarafından sular altında kaldı. Clive Owen, insanları bir bedel karşılığında Birleşik Krallık’a getiren karaborsa kaçakçısına dönüşmüş eski bir yardım görevlisini oynuyor. Ancak kaçakçılığı yapması istenen kişilerden birinin hamile bir genç kadın olduğu ortaya çıktığında dünyası tersine döner.
Contagion (2011) – Hulu
Bu Steven Soderbergh filmi son zamanlarda yeni bir takipçi kitlesi buldu. Tüm kadrosu yıldız oyunculardan oluşan film, kirlenmiş nesneler tarafından bulaşan bir virüsün salgını sırasında geçiyor. Etraflarında toplum çökerken çare arayan insanlara odaklanılıyor. Başrollerinde Marion Cotillard, Matt Damon, Laurence Fishburne, Jude Law, Gwyneth Paltrow, Kate Winslet, Bryan Cranston, Jennifer Ehle ve Sanaa Lathan yer alıyor.
The Cured (2017) – Prime
Avrupa’da bir veba yayılır ve insanları zombiye çevirir. Kurbanların %75’inde etkili olan bir tedavi bulunur. İyileştirilmiş olarak bilinen %75’lik kesim, topluma yeniden adapte olma mücadelesi verir. Enfekte olarak bilinen %25’lik kesim, karantinada tutulurken, görüşler başka bir salgın açısından oluşturdukları risk hakkında şüpheli. Ellen Page, Sam Keeley ve Tom Vaughan-Lawlor rol alıyor.
Doomsday (2008) – Prime
Ciddi bir pandemi filminden çok aksiyon kategorisinde olan filmde, gelecekte İskoçya ölümcül bir virüs nedeniyle karantinaya alınır. Londra’daki siyasi liderler, var olan olası bir tedaviyi bulmak için Rhona Mitra liderliğindeki elit askerlerden oluşan bir ekip göndermeye karar verir. Ancak, hepsi enfekte olmasa da karantina bölgesinde bırakılanlar yeni bir yaşam tarzına adapte olmak zorunda kaldılar. Yolculukta yüzleşilmesi gereken bir çok zorluk ve keşfedilecek gerçekler vardır.
Flu (2013) – Netflix
Bu Güney Koreli film, kurbanlarını 36 saat içinde öldüren ölümcül bir grip türünün salgınına odaklanıyor. Herkes hayatta kalmak için savaşırken kalabalık bir mahalle kaosa sürüklenir. Bir grup suçlu, hastalığın merkez üssünden bağışıklık sahibi olan bir kız bulur. Kendilerini ve toplumu kurtarmak için onu takip etmeleri gerekir. Başrollerinde Kim Sung-jin, Seo Jong-hae ve Jeong Hoon-tak yer alıyor.
It Stains the Sands Red (2016) – Prime
Bir zombi kıyameti şeklini alan bir başka virüs salgını, Brittany Allen’ın oynadığı, Nevada çölünden geçip bir hava alanına gidip kaçmaya çalışan kiralık bir kadını takip ediyoruz.
Maggie (2015) – Prime
Arnold Schwarzenegger ve Abigail Breslin’in başrollerini oynadığı filmde, Arnold bir zombi kıyameti sırasında enfekte olan kızını arayan baba Wade’i canlandırıyor. Dünya salgından yavaş yavaş iyileşirken, enfekte olanlar yakalanıyor ve karantinaya alınıyor. Wade’in kızı Breslin onu arıyor ve enfekte olduğu için onu aramamasını söylüyor. Yine de Wade onu bulmaya, eve getirmeye, ona bakmaya ve onu yetkililerden korumaya koyuluyor.
Outbreak (1995) – Netflix
Dustin Hoffman, Rene Russo ve Morgan Freeman’ın oynadığı Ebola’ya benzer bir virüs, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki küçük bir kasabaya doğru ilerliyor. Zaire’de halihazırda görülen virüsün tahribatıyla, Amerikan hükümetinin salgını kendi sınırları içinde kontrol altına almak için ne kadar ileri gittiği anlatılıyor. Ancak görünen o ki, herkes bir tedavi bulmak istemiyor ve salgın tesadüfi olmayabilir.
Pandemic (2020) – Netflix
Bir filmden ziyade bir belgesel dizisi olan Pandemic, önceki pandemilerle ilgili bölümleri ile izleyicilerde bağımlılık yapacak. Ayrıca, bir grip salgını olsaydı ne olacağı, evrensel bir aşı araştırması ve ortaya çıkan virüsler hakkında uyarılar gibi spekülasyonlardan da bahsedilmektedir. Altı bölümde aynı zamanda sağlık çalışanlarınında karşılaştığı zorluklara derinlemesine bakılmaktadır.
Shaun of the Dead (2004) – Hulu
Tüm salgın filmlerinin korkutucu olması gerekmez. Birleşik Krallık’taki bir zombi virüsü salgını hakkındaki bu Simon Pegg ve Nick Frost işbirliği, toplumun tam olarak nasıl tepki vereceğine, özellikle de o kadar dikkat etmemiş ve biraz geride kalmış olabilecekleri komik bir bakışla anlatıyor. Bu filmde, önümüzdeki süreçte yararlı bulabileceğimiz çok akılda kalan satırlar bulunmaktadır.
Virus (2019) – Prime
Hint Malayalam dilinde hazırlanan bu film, 2018’de Hindistan’ın Kerala kentinde meydana gelen Nipah virüsü salgını sırasında geçiyor. Film, enfeksiyon kapmış genç bir adamın birkaç saat sonra öldüğü ve bir devlet tıbbi araştırma tesisine götürülmesiyle başlıyor, ancak virüs 18 kişiye daha bulaşmıştır. 16’sı saatler içinde ölüyor. Tıp görevlilerinin henüz anlamadıkları bu ölümcül hastalığa karşı mücadele etmelerini izliyoruz.
World War Z (2013) – Netflix
Başka bir zombi kıyametinin yanı sıra bol miktarda korku, kan ve vahşet sağlayan bu film, hükümetin tıbbi tedavi karantinası, güvenli bölgeler ve benzeri konularda gerçekte nasıl tepki verebileceğine de bakmaya çalışıyor. Brad Pitt, salgının nedenini ve tedavisini bulmak için tehlikeli merkez üslerine seyahat etmeye çağrılan eski bir Birleşik Ulusal araştırmacı olarak rol alıyor.
