Çok farklı çalışmalara imza atmış olan Marina Abramoviç ve Ulay (Uwe Laysiepen) çiftini az çok duymuştur herkes. Duymayanlar için kısaca anlatalım: Marina ve Ulay 1976’da Amsterdam’da tanışır ve bu tanışma 12 senelik birlikteliği beraberinde getirir. 12 senelik birliktelik boyunca;
- Bir bireyin başka bir bireyin hayatını değiştirme ve yok etme düşüncesine dayalı Breathing In/Breathing Out (1977) çalışması için oksijenleri bitene kadar birbirlerinin nefeslerini çektiler.
- Kapı eşiğinde tamamen çıplak durarak aralarından geçen insanların önce hangisinin yüzüne bakacağını gözlemleyen Imponderabilia (1977) adlı çalışmaya imza attılar.
Bunlar çalışmalarından sadece ikisi. Performans sanatını sevmiyor olsanız bile konularıyla hayli çarpıcı olan bu çalışmalar eminim ilginizi çekecek.
Sonrasında ise Marina, Ulay’ın kendisini aldattığını ve kadının hamile olduğunu öğrenir. Ve ayrılma kararı alırlar. Bunu da tabii ki ilişkilerine yakışır biçimde yaparlar. Yaklaşık 6000 km uzunluğunda olan Çin Seddi’nin farklı uçlarından birbirlerine doğru yürürler. Bir anlamda “Ayrılığa doğru gitmek”…
Aradan hiç görüşmedikleri 21 yıl geçer. 2010 yılında Marina Abramoviç, Moma’da The Artist is Present adlı bir performans sergiler. Ve beklenmedik isim Ulay olur. Birbirini çok seven bir çiftin 21 seneden sonraki ilk buluşmalarına, ilk kez göz göze geldiği ana şahit olmak, ilk bakışlarını görmek… Ve performansını sergilemekte olan bir kadının, her ne kadar karşısındakine sıradan bir insan gibi davranmaya çalışsa da gözlerindeki özlemi an be an yaşamak… O halde sözü uzatmadan Marina ve Ulay’ın o ilk anlarına beraber şahit olalım.
https://www.youtube.com/watch?v=OS0Tg0IjCp4