Usta oyuncu Şener Şen’in bize izlerken duyguları en derinlerde hissedebileceğimiz dram filmlerinden alıntılar sizlerle. Yapımında Yavuz Turgul’un emeği olan, başrollerine Şener Şen’in hayat verdiği bu filmleri hala izlemeyenler varsa izlemenizi tavsiye ediyoruz. Bu alıntılar da size ufak spoilerlar olsun İzleyenler de, okurken filmi anımsayıp gözyaşlarına hakim olamayabilirler, uyaralım.

Eşkiya (1996)

şener-şen-eşkiya-1

Beni hapiste vurdular Keje,
Ölmedim…
Hastalandım, bir ciğerimi orda bıraktım, gene ölmedim.
Çok dövdüler beni…
Kan kustum, ama ölmedim,
Yaşadım.
Seni bir kez daha görebilmek için yaşadım.
Şimdi bana dediler ki; kimse sesini duyamıyormuş.
Susmuşsun.
Benimle de konuşmayacak mısın Keje? Sesini duyamayacak mıyım?

şener-şen-replik-2

Korkma, sadece toprağa gideceksin. Sonra toprak olacaksın. Sonra sularla birlikte bir çiçeğin bedenine yürüyeceksin. Oradan özüne ulaşacaksın. Çiçeğin özüne bir arı konacak. Belki, belki o arı ben olacağım.

şener-şen-eşkiya-2

Sevdiğin kadını kıytırık bir herifin hayatı için harcadın. Halbuki o kadın seni bir ömür bekledi. Hayatın sevda karşısında ne önemi var?

Gönül Yarası (2005)

gonul-yarasi

“Ben, ben bütün bunları niye yaptım hâlâ bilmiyorum. Niye kendimi bu yalnızlığa mahkum ettim, niye ailemin beni terk etmesini engelleyemedim. Hayatımı boş hayaller için niye yok ettim, bilmiyorum. Üstelik sonunda elime geçen ne biliyor musun; Koskoca bir hiç.. Sadece üç-beş öğrenci mektubu ve içinden çıkan fotoğraflar. İşin en acıklı yanı da şu; Bir daha dünyaya gelsem yine aynı yollardan yürüyeceğimi biliyorum. Demek ki; yaşanan onca hayal kırıklığı, sürgünler, fişlenmeler, sorgular bana bir şey öğretmemiş. Tuhaf bir durum; acı çekmeye gönüllü olmak, ruhunu o işten alamamak. Bu bana hem keder verdi hem de mutluluk.”

Kabadayı (2007)

şener-şen-kabadayi

“- Raconda sığınanları teslim etmek gibi bir şey var mıdır? Duydun mu hiç? Bak Devran efendi. Sen beni tanımazsın. Ben arkamda çok ceset bıraktım. Çok aileyi ağlattım. Bir sürü bela herifin ciğerini gözümü bile kırpmadan söküp aldım. Cesetleri çoktan çürüdü. Bunların bir kısmı bilinir, bir kısmı bilinmez. Sonunda bir şeyler oldu ve ben silahı bıraktım. Tövbe ettim. Uzun zamandan beri beladan uzak, sakin bir hayat yaşıyorum. Yalnız, biliyor musun? Ben hastayım, bu hastalık şey, unutuyorsun. Herkesi, her şeyi unutuyorsun. Kafanda ne varsa silinip gidiyor, sıfır oluyorsun. Bu ne demek biliyor musun?
– Anlatırsan, anlarım.
– Şu demek. Seni şuracıkta gebertsem, zerre kadar vicdan azabı çekmeyeceğimi biliyorum. Çünkü yeminimi unutacağım. Seni unutacağım. Silahımı nasıl beynine dayadığımı, nasıl tetiği çektiğimi, o sefil beyninin nasıl dağıldığını asla hatırlayamayacağım. Yani benim açımdan artık tövbe diye bir sorun yok.”

Av Mevsimi (2010)

av-mevsimi-şener-şen

“Güzel Avrat Otu nedir bilir misin Hasanım? Bir bitkidir. Arsenikle karıştırılıp suya atılınca kokusu olmayan bir zehir haline dönüşür. Bak adı ne kadar manidar. Güzel Avrat otu… İşte kadınlar budur. Güzeldirler ama zehirleyerek öldürürler.”

“Elim güzel değil. Annemin elleri güzeldir ama soğan kokar. Babamın elleri de sigara kokar. Karadır. Kızdığı zaman daha da kararır. Dedem, eller masal anlatır derdi. Sahiden de dedem elleriyle masal anlatırdı. Öyle bakar kalırsın adamın ellerine. Her elin bir hikayesi var derdi. O görüyor herhalde, ne bileyim. Ben ellerime bakıyorum, sadece yenmiş tırnaklar görüyorum.”

 

Bir yanıt yazın
You May Also Like