İstanbul’da maymun nüfusunun artması ve halkın maymunları günlük hayatta aktif olarak kullanması III. Murat Devri’ne, yani Osmanlı’nın en şaşaalı dönemine denk gelir.

Öyle ki maymunlar, gemilerde gözcülük yapmaktan tutun da evcil beslenmesine kadar İstanbulluların yaşamında bir çok noktaya sirayet eder. Üstelik bugünkü Azapkapı ve Galata, o dönemlerde maymun alım-satımını gerçekleştirilen ünlü pazarların başını oluşturur.

Tabi hikaye, İstanbul’un bugünkü durumunu da göz önünde bulundurduğunuz da pek de iyi sonuçlanmıyor. O zamanlarda III. Murat’ın itibar gösterdiği, Molla Abdülkerim Efendi ismiyle bir zat anılır. Rivayete göre Molla Abdülkerim Efendi Yahudi mezarlığına cami inşa edecek kadar haz etmiyor gayrimüslimlerden. Sultanın kendisini Rumeli Kazaskeri yaptığı dönemdeyse o zamanlarda aşağılayıcı olarak nitelendiren kırmızı ve siyah renk elbiselerin gayrimüslimlerce giyilmesi şartını koşuyor.

Istanbul’daki maymunların kaderi, Molla Efendi’nin Fatih Camii’nde verdiği bir vaazle değişiyor. Nitekim Molla Efendi, bu maymunların “kadınlar tarafınca fena işlerde kullanıldığı” yönünde bir iddiayı ortaya atıyor.

Bu vaazla provoke olan halk, Azapkapı ve Galata’daki maymun satıcılarını basıyorlar ve idam etmek üzere maymunları topluyorlar. Tarihçiler o günün vehametini “İstanbul’da dalında maymun sallanmayan tek bir ağaç kalmadı” diyerek aktarıyor.

maymun-idamı

Katliama tanık olan halk o günden sonra Molla’ya “maymunkeş” lakabı takıyor. Molla’nın ölümüyle de şehirde yaşayan birçok hayvansever kendi arasında kutlamalar düzenliyor.

Konuyla ilgili detaylar Reşad Ekrem Koçu’nun “Tarihimizden Garip Vakalar” isimli kitabında da yer alıyor. Ayrıca Sunay Akın ve Murat Bardakçı’nın da konuya değinen bir yazıları olduğu söyleniyor.

Bir yanıt yazın
You May Also Like